Çarşamba, Haziran 29, 2005

Sabır,sabır...

Beni memnun etmek için elinden geleni yapıyor bugün.Ama içim öyle kırık ki ne yapsada gösteremiyorum istediğim sıcaklığı.Üstelik artık iyice korkar oldum atığım adımlar ve söylediğim sözlerden.Dolayısıyla ne kendim olabiliyorum ne de dürüst.En baştan gösterseydi bana güvenini , hiç uğraşmazdım bu şeylerle.Ve uğraştırmazdım onuda.Oyasa şimdi sonu olmayan bi yolda koşturmak benim ki...
Ama umudumu hala yitirmedim...

Sade,,,

Yaşamak istediğim şeyleri kabul ettirmeden önce,kabul etmem gerektiğini anladım.Sorunları konuşmak yerine susmaktan ne denli nefret ettiğimi de.
Dün yine huzursuzluğu taşıdım içimde.Ama bugün artık en değerli şeyin ben olduğumu ve her şeyin ben izin verdiğim için beni bulduğuna karar verdim.Artık gerçekten de istediğim şeyleri,gerçektende değdiği için yaşayacağım.Ve ilişkim için gerçekten de elimden geleni yaptığıma inandığım an işleri sadece oluruna bırakacağım.Çünkü güvenilmemek ve bunu hissetmek sürekli,benim kaldırabileceğimden çok daha fazlası...

Salı, Haziran 28, 2005

Yetinmeyi bilir miyim??

Ne desem bilmem ki?Nedir bu denli kafamı karıştıran?Yada huzursuz eden sinsice.Eksik mi kaldı bi şeyler yada yetmiyor mu sevgimiz?Yoksa sabırsızlığımın sayesinde aynı mı olacak gidişatı her ilişkininin.
Sadece şu sıralar sabır ve ilgiye ihtiyacım var sanırım.Sevdiklerimden dostlarımdan uzak olmak iyice yalnız kaldığımı hissettirdi bana.İçimdeki ışığı yitirmekten öyle korkuyorum ki.....

Cuma, Haziran 24, 2005

sana....

Neden sanki beni olduğum gibi kabullenmekde bu denli zorlanıyorsun.Neden sevgiyi biçmlendirmek bu denli önemli.Yaşam ve aşk hep kontrol altında mı tutulmalı.Sınırsız,geçmişsiz ve geleceksiz bir sevgi olamaz mı?Önceki yaşanmışlar çok mu etkili bugünümüzde.
Ben en çok seni sevdim ve en çok sen kırdın beni.Belki farkında değilsin ama...

Sana;

Sana söylemek istediklerim bu yazılar...
Neden beni bu denli törpülemeye çalışıyorsun ki?Çok mu zor beni olduğum gibi kabullenmek.Sormadan tanmaya çalışmak.Hırpalamadan kabullenmek.Sevgiyi yıpratmamak.Olayları kontrol etmeye çalışmakdan vazgeçmek.Ve yaşadığım her şeyin beni ben yaptığını anlamak...

Perşembe, Haziran 23, 2005

Asla,"asla" deme!!!

Asla yapmam dediğiniz bi şeyi yaptığınız zaman hissedeceklerinizi maddelersek;
1)Sabah uyandığınızda çokda köklü bir değişim olmadığını görürsünüz hayatınızda2)Neden bekledim ki diye kızarsınız kendinize3)Duymayı umduğunuz pişmanlıkdan zerre yoktur içinizde4)Bugüne kadar hep "asla" larla kandırıldığınızı farkedersiniz birilerince.
Hep kadın olmanın en büyük şansım olduğunu düşünürdüm.Oysa bugün okuduğum bir gazetede en büyük şansımın eğitimli ve kendi gelirine sahip bir kadın olmak olduğunu farkettim.Ne acı...
Gelelim hayatıma;benim tabirimce "küçük evlilik oyunumuz"gayet yolunda.Ama bu gidiş beni evliliğe yakınlaştırmak yerine,onsuz dahada rahat yaşanabileceği fikrine itmekte.
Bir iki gün sonra yazılarımı okuyunca,kendimi Ayşe Arman moduna girmiş hissediyorum doğrusu.Ve yaşamımda gitgide örtüşmekde onunla.Ama bu küçük şehirde onun kadar rahat durabiliyorsam yaşadıklarımla insanların karşısında,helal olsun bana valla.
Evettttt;koca bir dondurmayı hak ettim sanırım.

Çarşamba, Haziran 22, 2005

Aşığımmmmm

Nasılda hızla ilerliyor böyle herşey.ÜSTELİK BEN DELİ GİBİ KORKARKEN.Artık iyice çıplağım karşısında.Uzun zamandır açmadığım,açamadığım tüm köşelerim önünde.Darmadağın çekmeceler.Yaralarım kan sızdırmakta.Ve merhem elleriyle o,usul usul dokunmakta yaralarıma.
Seni seviyorum canım.

Salı, Haziran 21, 2005

Ek-1

Daha önce yazılmış çamşır-erkek ilişkisine ilişkisine ilaveten...Meğer bizim tahminler litaratüre geçmişde haberimiz yokmuş.Geçen hafta kuaförde okuduğum bir gazetenin "kadınsı" ekinde aynen şöyle yazmaktaydı."Beyaz slip demode oldu".Beyaz dar slip giyen erkekler de..!Eeee,artık fazla söze gerek yok herhalde.
Gelelim bendeki gelişmelere.Her şey anormal derecede normal gidiyor.Aynı sevgili gibiyiz valla.Normal insanlar gibi yaşamaya başladım yani.İnsanlaşıyomuyum ne?Bide yeni yeni dank etmiş olacak ki eskinin tüm kırıntılarını arayıp,ayak bağı olmamalarını da sağladım,ama bi kısmı hala açık kapı bırakmakta ısrarlı.E haklılar tabi,bazen hava değişimi her derde deva olabiliyo demi???

Pazartesi, Haziran 13, 2005

Meraklısına;

Hani vardırya kendi "genelini" sır gibi saklayıpta,milletin "özeline" sarkanlar..Tenhada yapıpta,gün ışığında söyleyeni ayıplayanlar;müjde, artık ben o özel hayat hakından vazgeçtim.Son günlerde sadec iki kişi hayatım.Felaket aşığım ve müthiş mutluyum.Ben ki sadece 3 gün kullanınm süresi veren aşklara, artık delicesine aşığım...Aşkla barıştım belkide.
Sabrıyla,sadakatiyle ve sevgisiyle,deliliğiyle beni kendine bağlayan adam,,,Seni cidden çokkk seviyorum....
Ve umarım o çok istediğimiz şeyi yapacak gücü en kısa zamanda kendimde bulurum.......

Perşembe, Haziran 09, 2005

inanamıyorum.

İlk defa karşıma bu kadar abırlı bir erkek çıktı.Tüm aksiliklerime rağmen bana karşı son derece anlayışlı.Ve bende o coll kadın havalarından taviz vermeyi hiç düşünmüyordum.Taki bir şarap gecesi düzenleyene kadar....
Tabi zavallıcık bir anda afalladı.Sürekli gülen ve inanılmaz rahat bir insana dönüşüverdim.Ve tabi bir o kadar da çenesi düşük.Üstelik ne derecede abuk sabuk şeyler anlattığımı da hatırlamıyorum.Ama sevgilim gayet mutlu uyandığına göre şarap hala etkili bir aşk içeceği olmalı...

Pazartesi, Haziran 06, 2005

neydi şimdi bu?

Garip durumlar malum hep beni bulur.Olmaz dediğim bi şey,olmaz dediğim biriyle olmak üzere.Aslında bu durumdan öyle çokda huzursuz değilim aslında.Velhasıl kelam daha tuzum kuru,ağzım yanmadı ya sonuna kadar giderim artık..
Geçen gün bizim kızlarla harika bir teoride bulunduk.İç çamaşırından erkek analizi.Belki komik gelecek ama düşününce gerçektende doğru...Evettt;1)Genellikle daha mmodern,daha özgür erkekler boxer 2)Rahat görünen ama değişime kapalı ve daha muhafazakar erkekler slip 3)Orta yaş bunalımında ve genellikle aşırı cinsel eğilimi olanlardaysa çamaşır kullanmama durumu tespit edilmiştir.Duyrulur!!

Cuma, Haziran 03, 2005

bademciklerim....

Ne yazacağımı bilmiyorum aslında ama yazmak istediğim kesin.Gerçi günün en güzel haberi herhalde yağmurun dinmiş olması olmalı.Ben bir an için gökyüzünde büyük bir delik açıldığını falan düşünmüştüm.Ve tabi hiç kapanmayacağını da.Ama yağmurun dinmesine hiç sevinemiyorum ne yazık ki.Çünkü dün ilk güneşle kendimi korta attım ve şimdi bademciklerim şiş bir halde dolaşıyorum,bu da şu demek oluyor ki bugün evden çıkamıycam.OFFF...NE BAHTSIZ KIZIM BEN YA..
Bide tuhaf bi durum daha var son günlerde bende.Artık geceleri dışarı için gelen tüm teklifleri bir sürü bahaneyle red etmem.Sanırım tamtmen tükenmişlik sendromu yaşıyorum.
Evet,galiba çalışma zamanı,bir görüşmem var,artık öğleden sonra devamı...

Çarşamba, Haziran 01, 2005

Dayanamıyorumm....

Artık daha fazla denetliyemiyorum göz kapaklarımı.Benden izinsiz kapanmak üzereler.İş hayatı ilk defa bu denli zor geldi.Üniversite de uykusuz kaldığım tek bir gin olmamıştı.Sabah derslerine katıldığım da olmamıştı.Ama şimdi tam 7:30 da kalkıyorum.Ama bi türlü kendime gelemiyorum...Üstelik dün işten çıkıp tam iki saat tenis oynadım.Sanki topa vurdukça burdan uzaklaşıp, çokkk uzaklara gidermiş gibi..Vurdum , vurdum...Ve sonunda burnuma gelen bir topla kendimi kortta buldum.
Partnerim beni sakatlamak üzereydi.Ve beni etkilemek için gösterdiği tüm çaba bir anda yok oldu.Ama bandajlı bir burunla beni kim beğenirdi ki..Sanırın numarasını almamakla hata ettim.Yani biraz daha sert vursaydı topa,cebteydim...
Mi acaba ???