Cumartesi, Mart 21, 2009

haftasonu

Standart hafta sonu krizimizi atlattıktan sonra uzun bir aradan sonra birlikte dışardayız..Bu hafta sonunu ise evimizin habersiz konukları böcüklerimize bağlı olması olayın trajikomik yanı:))şu an ben bllogumu karalarken eşim ufak tefek işlerini halediyor..Eskiden çok gülerdim birlilkte ama ayrı işlerle uğraşan çiftleri görünce. Atalarımız demişse vardır bir bildikleri..Öyle ya "gülme komşuna gelir başına"...

Pazartesi, Mart 09, 2009

BİR AŞK İÇİN

Bir ask için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir ise yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kus tutsan "Bu kusun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. İki ucu keskin bıçaktır bu isin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, "Ama senin için sunu yaptım" derken o, "sunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir
iddiayla karsılaşacaksındır. Üzülme, sen askı yaşanması gerektiği gibi yasadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
''Peki, o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur askta. Sen aşkını doya yasarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yasıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayati ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yasasın.

Her zamanki gibi yasayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını baliğin yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğüde cabası...

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, günesin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HIKMET


Pazartesi, Mart 02, 2009

VAMPİRRRR

Son bir kaç gündür diğer blogları takip etmekten çok fırsat bulamadım kendiminkine bi şeyler yazmaya..Boş da durdum sayılmaz aslında.İş ve ev hayatı öyle yoğun ki ,çok yazacak şey olmasına rağmen kedi gibi üşengecim bugün.Sadece okuduğum kitapların arasındaki en renklilerini yazacağım.Stephenie Mayer in Alacakaranlık,Yeniay,Tutulma serisini bir haftada bitirdim.Bunca işin arasında nasıl fırsat buldum derseniz sırf meraktan başladım yine aynı sebepten elimden bırakamadım.Hatta bunun üstüne vampirlerle ilgili araştırma bile sığdırdım.Gerçekten vampirlere dair bir alt kültür olduğunu ve kendini vampirlerle özdeşleştiren insanlar olduğunu okudum.Oldukça enterasan şeyler vardı.Sanırım insanların akıl almaz hevesleri ve merakı gerçekten vampirlerin oluşmasına zemin hazırlayacak...Ama anlatılanlar kadar gizemli ve çekici olmayacağı kesin:((