Salı, Aralık 21, 2010
GÖBÜŞŞ
Hamile kıyafetlerine gelince,henüz sadece 2 pantolon ve önceden aldığım elbiselerimi kullanıyorum..Önceden giydiğim kıyafetleri boşaltınca dolabım çok zavallı göründü gözüme.Diğer taraftan ne giysem diye düşünmek zorunda kalmamak güzel..Aslında bu konuda kafam çok karışık.Bu dönem çok fazla kıyafet almak mantıklı gelmiyor.Diğer taraftan da insanın moralinin de iyi olması gerektiğini düşünüyor,bu özel dönemde de bakımlı olmak grektiğini inanıyorum.Ancak Afyon da zaten seçenekler çok fazla değil.Klasik hamile kıyafetleri fazla cicili bicili..Ayrıca müthiş pahalı..Sanırım 4.Ayı doldurup normal kıyafetlerden uygun bedenlerde almak en doğrusu..
Cumartesi, Aralık 11, 2010
Adaptasyon..
Bu arada dışarda inanılmaz güzel bir manzara var.Her yer bembeyaz.Ve kar hiç durmadan yağmaya devam ediyor.Bugün doğum günüm ve yılın ilk karını gördük.Bebeğim kısmetse yaz bebeği olacak..Anne karnında ilk karını yaşadı ama.Dışarı bakıp yağan karı görünce zıplayan annesinden bir terslik olduğunu anlamıştır muhtemelen..Bazen karnımda olmasına rağmen fazla hareketli olabiliyorum.Sabahları powerturkle beraber oynayarak başlıyorum güne..Çok hızlı yürüyorum.Hatta geçen gün geç kaldım diye okula hafif tempo koşar adım geittim!!Sonra da kendi kendime kızıyorum..Karnıma bakıp özür diliyorum..Şaka maka göbüşüm çıkmaya başladı.Dışardan belli oluyor yani..3 ayda 1,5 k.lo aldım oda sanırım göbeğime yansıdı.Benden ay olarak daha önde olan arkadaşlarımın benim kadar göbeği yok.Ama kiloları benden fazla.Genelde aldıkları kilo vücutlarının geneline yayılmış.Benimse özellikle göbeğim büyüdü..Pantolonlarımın düğmelerini kapatmaya korkuyordum.İki hamile pantolonu aldım..Çok rahatlar ama normalde giymek istiyceğim türde bi şeylere pek rastlamadım.İçinde en rahat olduğum giysi elbiseler..Ama bu karda k..çım donar onlarla..Bakalım biraz daha ilerleyen aylarda alışveriş konusunu ele alırım herhalde..
Pazar, Kasım 21, 2010
bebiş...
İlk öğrendiğim andan beri ianılmaz mutlu ve heyecanlıyım.Aslında başlarda oldukça da tedirgindim.6.Haftada kalp atışlarını dinlemek için gittiğimizde rahimde bulunan damarlarımdan birinde genişleme olduğunu söyledi doktorum.Olası bir riskten söz etmese de düşüğü önlemek amaçlı kullanan bir ilaç yazdı.Bu da beni tedirgin etti.Ancak herhangi bir tehlike yaşamadım.Çarşamba tekrar kontrolüm var.Umarım bu kez içim rahat çıkarım.
Çok istediğim ve beklediğim bir durum olmasına rağmen ilk öğrendiğimde inanılmaz şaşırdım.Sanırım umudu kesmiştim artık:))Aslında hayırlısı ne zamansa o zaman olsun diye düşünüyor,ama tedavi yöntemlerini de araştırıyordum..
Çok sorunlu geçmiyor ilk aylar.Sadece reflümün de yarattığı sıkıntı ve zamansız gelen uyku ataklarım var:))
Umarım sağ salim kucağıma almak nasip olur bebeğimi.Ve isteyen herkes bu duyguyu onlar için en doğru zamanda yaşar..Çünkü benim hayatıma tam da en ihtiyaç duyduğum anda renk katti bebeğim.
Cuma, Ağustos 27, 2010
KÖŞEBAŞI ..
Daha önce eşimle Köfteci Ramiz de oturmuştuk.Benim için çok da özel bir lezzet değildi açıkcası..Yani tekrar gitmek için tercih etmek istemem.Ancak herkesin damak zevki farklıdır.Giden arkadaşlarımdan memnun kalanlarda var.Ancak şubelerinin hiçbirinin merkezdeki yani Akhisardaki köftenin lezzetini tutmadığını da duymuştum.Dün akşam farklı bir deneyelim dedik ve "Köşebaşı" restoranı tercih ettik.Ve Afyon da yediğimi en lezzetli beytiyi yedim.Sadece kebaplar değil,servis de çok derece kaliteli ve hızlıydı.Daha sonra Köşebaşı nın ocakbaşı restoranlar içinde dünyanın en iyi 50 restoranından biri seçildiğini öğrendim.Menüden aklımda kalan Tarsusi Kebabı da en kısa zamanda denemek istiyorum.Eğer doğal lezzetinde kebap seviyorsanız bence denemeniz gereken bir mekan.
Perşembe, Ağustos 19, 2010
Geçen günler
Bugün kalkar kalkmaz evdeki bayat ekmek ve pideleri değerlendirmek için bir şeyler düşündüm.Ekmekleri çoğu zaman yaptığım gibi galeta unu yaptım.Pideleriyse akşama pideli kebap yapacağım.Bu sıralar de evdeki şeyler bitene kadar yerine ekstra bir şey almamaya,olanları kullanmaya çalışyorum.Zaten iki kişi olunca yemekleri de küçücük çorba tencerelerinde pişiriyorum.Ona rağmen öyle çok şey artıyor ki.Bu ayda israf insanın canını daha çok yakıyor.
Mutfakla uğraşmak dışında bol bol da kitap okuyorum.Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar' ı btirdim en son.Ancak çok hoşlandığımı söyleyemem.Sanırım ben Aşk' a benzeyen en azından üstünde onun kadar iyi kurgulanmış bir kitap bekliyordum.Bu kitapsa bana gerçekcilikten uzak ucuz bütçeli mistik dizileri çağrıştırdı.Şems-i Tebrizin kitabın baş kahramanı Karen ile diyalogları bazen gerçekten çok komik ve basitti.Bu konularda yazılan kitapların üzerinde bence çok daga fazla zaman harcanmalı.Tasavvufun herkesin üstünde kitap yazabileceği kadar derinliği olmayan bir konu olduğunu düşünmüyorum ben..
Elimdeki bir diğer kitap ise,İskender Pala,İki Dirhem Bir Çekirdek.Daha önce Katre-i
Matemi okuduğumi için çok incelemeden bu kitabı da almıştım.Eski dilden kelimeler içeren kitapları,o dönemin hayatını okumayı seviyorm.Suskunlar bu tarz kitaplar arasında dilini en sevdiğim kitap diyebilirim.İki Dirhem Bir Çekirdek ise bunlardan farklı.Günümüzde kullanılan bazı deyimlerin ortaya çıkışını anlatıyor.Anlamını bilmediği her kelime için sözlüğe sarılan biri olduğumdan keyifle okuyorum.
Ayrıca Mesnevi'yi de okumaya çalışıyorum.Daha doğrusu anlamaya.Gerçekten kavrayarak okumak istediğim için internetten bir araştırma yaptım ve Fatih Çıtlak ve Cemalnur Sargut'un Mesnevi ile ilgili çalışmalarına rastladım.Zaten her ikisinin de tavırları,bilgileri ve sunuşlarındaki mütevazilik beni hep etkilemiştir.Fatih Çıtlak Mesnevi üzerine bir radyo programı yapmış.Bunun ses kayıtlarını da dinleyerek okumayı planlıyorum.
Evett..Geçen günlerim bu ve bunun gibi faaliyetlerle doluydu.Umarım okullar başalayana kadar yeterince arınmış ve dinlenmiş olurum..
Çarşamba, Ağustos 11, 2010
ilk iftar sofrası..
Salı, Ağustos 10, 2010
Eve dönüş
İnsanın bir süre sonra kendi yaşam alanına sahip olması bu sanırım.
Ayrıca onlarla geçirdiğim süre de sürekli insanları memnun etmeye çalışarak kendime verdiğim zararı ve önceliklerimi tekrar düzenlemem gerektiğini farkettim..Umarım uygulamada da başarılı olabilirim.
Perşembe, Temmuz 01, 2010
Uzun zamandır sinemaya gitmemiştim.Biraz da kardeşimin ısrarıyla geçtiğimiz hafta Perşembe günü bir arkadaşımı da alıp çıktık.Kardeşimin aklında farklı bir film olsa da benim tercihim onun da aklını çeldi ve “Uzaklara Gidelim” adlı filmi izledik.Ve hiç birimiz pişman olmadık.Komedi ve romantizmin harmanlandığı ama hiçbirinin diğerini bastırmadığı bir filmdi..Bebek bekleyen bir çiftin kendilerine yaşayacak daha iyi bir yer bulmak için eski bir Volvoyla çıktıkları yolculuğun hikayesi.Her durulan seçenek farklı bir hikaye sunuyor seyirciye.Kimi zaman matrak kimi zaman da son derece hüzünlü.Yolculukları esnasında gizli köşelerini de birbirleriyle paylaşarak bağlarını güçlendirirken,bebek bekleyen her ailenin kafasından geçebilecek çelişkileri birlikte çözmelerini izledik.İnsanın içini ısıtan,gününü aydınlatan filmlerden “Uzaklara Gidelim”.Film müziği Alex Murdoch tarafından yapılmış.Müzikler ayrı film ayrı bir keyif yaşattı bize.
Film fragman müziği için buraya
Yine vizyondaki filmlerden birini de dün evde izledim.”İlahların Aşkı”..Masal tadında ancak gerçek dünyada geçen ilginç bir aşk hikayesi.Bir gün İrlandalı bir balıkçının ağına takılan bir kadın her şeyi başlatır.Balıkçının küçük kızı onun deniz kızı olduğunda ısrarlıdır ve izleyenleri de bu masala inandırır.Daha doğrusu ben hala deniz kızı olması gerektiğini savunanlardanım.Sanırım yetişkin bakış açısına geçmeyi inatla reddediyorum.P.C. I Love You filminde de İrlanda ve İrlanda nın bağrından kopup gelmiş yakışıklılar gözlerimizi kamaştırmıştı..Tabi benim “gerçekçi” eşim “ben hiç böyle yakışıklı İrlandalı görmedim”, diyerek hayallerimi yıkmaya çalışmış olsa da.Bu filmde de muhteşem İrlanda manzaraları çıkıyor karşımıza.Bir de olayların yönünü değiştiren parça gerçekten muhteşemdi..Dinlemek için
Çarşamba, Haziran 30, 2010
GİZEM
Belki de yeryüzünde birbirinin ruh ikizi olabilecek(ki bunu karşı cins olarak yorumlamak da doğru olmaz) ancak birbirinden habersiz yüzlerce insan yaşıyor.Birbirini tanıma fırsatını yakalayamamış ve belki de hiç yakalayamayacak..Belli mi olur,eğer çok istersek hayat karşımıza gerçek insanlar ve gerçek dostluklar çıkarır..
Salı, Haziran 29, 2010
MANGAL GÜNÜ..
Birden kendimi mızmız çocuklar gibi hissettim.Ne nanemolla oldum ben böyle!!!
Tabi bu piknik olayı en çok çocuklara yaradı.Olan da peşlerinde koşan annelerine oldu tabi..
Bu arada tatile 1 gün kaldı ve Samsun a gitmeden önce birkaç gün kaçamak yapmayı gerçekten çok istiyorum.Aslında hiç bir amacın olmadan uzaklaşmak bile zevk veriyor bana.Yolculuktan zevk alıyorum.Yeni yerler,insanlar,tatlar..Farklı olanı görmek ve tanımak heyecanlandırıyor,yaşama anlam katıyor bence.Keşfetmek küçük yaşlarda sahip olduğumuz ancak zamanla vazgeçtiğimiz şeylerden..Umarım bu yönüm beni ömür boyu terk etmez..
Şu günlerde okuduğum kitapta yolculuk severlere göre.Buket Uzuner'in Yolda isimli kitabını okumaya başladım.Yedi hikayeden oluşuyor kitap.Yedi yol öyküsü ve yedi yerel yemek tarifiyle renklendirilmiş bir kitap.Zevkle okuyorum ve tavsiye ederim.
Çarşamba, Haziran 23, 2010
arap kızı camdan bakıyor..
Sanki Temmuz da değil de Ekim ayındayız.Dışarda durmadan yağan yağmur beraberinde sonbaharıda geri getirdi.Yaz yağmuru gelir geçer ama havayı pek etkilemez aslında.Oysa dışarda oldukça serin bir hava var.Tam yazlıklara yeni alışmışken,sabah dolabımın başında kalıverdim..Onu giyiyorum olmuyor,bunu seçiyorum içime sinmiyor..Hadi rastgele dedim giydim bişeyler çıktım.İyi ki onlarla yağmura yakalanmadım..
Ancak işin en kötü tarafı,edindiğim bilgiye göre şehrimi birkaç gün daha yağmur ve beni de kararsız günler bekliyor..
Pazartesi, Haziran 21, 2010
Hafta sonu kaçamağı..
Cumartesi hep birikte Dedeman Aquapark a gittik.İnanılmaz eğlendim.Yüzme konusunda çok zayıf olduğumdan başta cesaret edememiştim kaydıraklara.Ama bir kere denedikten sonra korkum yerini keyfe bıraktı.Özellikle Black Hole isimli kaydırak harikaydı.Tabi deneyemediğimiz bir sürü şey de içimde kaldı..
İki günlük kısacık süre içinde arkadaşlarımızla geçirdiğimiz keyifli saatler haftaya bomba gibi başlamamı sağladı..Ayağımın tozuyla da seminer dönemini başlatmış olduk.Bugün sene sonu toplantımız vardı.Gelişen bazı konuşmalar neticisinde ben de kırgınlıklarımı dile getirdim.Karşı taraf haksızlığın verdiği eziklikle mi yoksa kaale almamasından mı bilinmez hiç sesini çıkarmadan dinledi döylediklerimi..İnsanoğlu işte,özür dilemek ne zor bizim için..
Bir de yeni bir karar verdim.Daha önce bir düğün fotoğrafımız izinsiz blogumdan alınıp farklı bir yerde kullanıldığı için bloguma hiç fotoğraf eklemiyordum.Artık fotoğraflarla zenginleştirmek istiyorum.Ancak bu konuda teknik desteğe ihtiyacım var:))Fotoğrafların üzerinde yapılan oynamaları (yazıeklemek gibi) nasıl yapıyoruz acaba???Lütfen bilenler bana ulaşabilirse sevinirim.
Salı, Haziran 15, 2010
güzel günler..
Haftanın güzellikleri hafta sonundan belliydi.Pazartesi bir telefon aldım ve çok sevdiğim arkadaşımın perşembe günü Afyon a geleceğini öğrendim..Cuma günü de biz yine çok sevdiğimiz arkadaşlarımızı ziyarete Antalya ya gidiyoruz.Dedim ya bu hafta güzelliklerle dolu..Bakalım gelecek saatler ne gibi süprizlere gebe...
Salı, Haziran 08, 2010
gıcık bi yazı..
Ama karşına öyle insanlar çıkıyor ki artık bu kadarı şaka gibi geliyor..Birlikte çalıştığım sevimsiz şahsiyet de işte bu dünyaya fuzuli gıcıklık için gelmiş bi şahıs.İnsanlara tepeden bakmaya kendinde hak gören,sadece giydiği aldığı yani maddi kazanımları ölçüsünde kendini değerli hisseden bir insancık.Aslında hakkında düşündüklerimi okuyunca hiç de üzerinde düşünmeye yada kafa yormaya değmeyecek bir insan olduğunu çok daha iyi anlıyorum.Ama kapıda karşılaşırken bile burnunu havaya dikip yanından geçen biri insanın sinirlerini zorluyor doğrusu...
Her neyse ruhumuzu terbiye etmek ne kadar zor..Keşke karşımızda olumsuzlukları sadece bu hayatın basit bir parçası olarak görüp kendi içimize dönebilsek..Dün Mesnevi nin ilk sözü ile ilgili bir belgesel izledim.Öylesine duygulandım ve öyle irdeledim ki kendimi..Ney misali içimizi boşaltıp sadece Allah sevgisi ile doldurmak ve gelen her şeyi ondan olduğu için kabul etmek..Bunu yapabilecek güce ne zaman sahip olabilirim ki..??
Perşembe, Haziran 03, 2010
huzur
Ardından dün gece Antalya da oturan arkadaşlarımız bizleri okulların kapandığı hafta sonuna "misafirliğe" davet ettiler..Uzun zamandır görmediğim ve çok sevdiğim arkadaşımı görecek olmak beni çok sevindirdi.Üstelik mızmız aşkım hiç itiraz etmeden kabul etti teklifi..Herhangi bir aksilik çıkmazsa Allah ın izniyle Altalya yolcusuyuz..
Tabi bu arada üzüldüğümn şeylerde oldu.Okulda en iyi arkadaşımın eşinin tatili İzmir Alaçatıya çıktı ve taşındılar.Okulumda ruh olarak en yakın hissetttiğim insandan ayrılmak üzdü beni doğrusu.Ama bu durum okulumu iş yeri olarak benimseyip iş arkadaşlarımın kişiliklerinin eksik yönlerini görmemeyi ve sadece işlerime yoğunlaşmamı sağladı..Malesef yaş ilerledikçe insanlardan beklentileriniz düşüyor.Özellikle öğretmenlik gibi kutsal bir meslekte böyle insanların olması çok acı..
Neyse her şeye rağmen hayat yaşanmaya değer güzellkler vadediyor..
Cumartesi, Mayıs 08, 2010
bahar...
Oysa her şeyi farklılaştırmak için ne denli çırpınıyorum..Kendimi anlatabilmek,sevgimi gösterebilmek,paylaşımları artırabilmek ...Ama biçare,senin tek yaptığın benliğinin en ilkel yanını tutmaya çalışmak suyun üstünde..Artık umudum tükenmekte yavaş yavaş..
Cumartesi, Mart 13, 2010
egzersizz
Ve keşke daha geniş bir zamana sahip olsaydım.Okuldan 4 de çıkıyor eve geliyor,çantamı hazırlıyor,giyiniyor, dört buçukta tekrar çıkıyorum.17:00 de başlayıp 18:00 da bitiriyoruz.Sonra eve gelip duş alıp akşam yemeği için sofrayı hazırlıyorum..Gece de erkenden cupp yatağa..Üstelik bu yıl okulda da hiç boş anım yok.Gerçi bu da işimi gayet iyi yaptığımı gösterir ki hiç şikayetçi değilim halimden..
Perşembe, Mart 04, 2010
zor günler
Karmakarışığım bugün.PMS de olmanın etkisi de tartışılmaz tabi bunda.Ama benim asıl sorunum asla karşıya yetememekte..Neden yetmeye çalıştığımıysa bende bilmiyorum aslında....
Perşembe, Şubat 18, 2010
Perşembe, Ocak 21, 2010
alışşş---VERİŞŞŞ
Ayrıca henüz pek varlığını hissetmediğim blog ahalisi:))
Kiğılıda inanılmazindirim var benden söylemesi...
Çarşamba, Ocak 20, 2010
yavuz dizdar
www.dunyagazetesı.com adresinde yazılarını bulablirsiniz..Ben fikirlerini ve yazılarını oldukça beğendim.Tavsiye ederim..
BAŞLIKSIZ..
Belki de hayatın bir dönemden sonra herkese verdikleri aynılaşıyordur kim bilebilir ???
Pazar, Ocak 17, 2010
PARIS JE T'AIME
Salı, Ocak 12, 2010
haftanın ardından..
Cumartesi, Ocak 09, 2010
Salı, Ocak 05, 2010
BEBİŞ...
Daha sonra düşündüm de belki de bebek konusunda çok acele ettim.Tabi ki bunda etrafımdaki insanların da payı büyük.Ama onlar işin bahanesi.Ben hayatıma renk katmak,bir şeye sahip olup onunla yeni bir başlangıç yapmak için istedim en çok..Şimdi düşünüyorum da ancak bir çocuğu büyütmeye hazır olduğumda onu kucağıma almalıyım.
Her ne kadar 2010 bana ilk kazığını ilk hafta dan attıysa da;hala umudum var..