Cuma, Ekim 27, 2006

Samsun un kızları da güzeldir,pideleri de..

Netteki forumları okumaktan acayip bir keyif almaya başladım.Özellikle resimleri falan enterasan olan kişilerin yorumlarını incelemek çok zev veriyor bana.Farklı fikirleri sevmşimdir hep,farklı fikirler üreten insanlarıda.Ama işin keyifli tarafı dışardan izlemek onları.İşte bu da benim hastalıklı yanım.Çünkü detayları öğrenince hayal edecek şey kalmıyor..Tabi bu sadece aşk konusunda geçerli değil benim için.Çünkü aşkın ömrü 3-4 ay diyenlere inat aşığım hala.
Yine bu forumlardan birinde samsun konusunda ahkam kesenler vardı.Konu daha çok Samsun un kızlarında ortak fikre ulaşıyordu ama.Samsun un kızları güzeldir.Burdan itiraf ediyorum;evet güzelizdir:)
Bi de taşınma konusu var gündemimde.Yeni bir ev,yeni bir başlangıç.Baktık geçen gün beyefendiyle.Evimize ısınma turu geçtik.Tam not aldı bizden.Ayrılık iyi oluyor bazen ya..Özlemiş beni canım.
Onun gündeminde de yeni nir iş alanı mevcut.Bursa ya gidecek bir görüşmeye.Umarım her şey yolunda gider.Mutlu olmayı öyle hakediyorsun ki.Neyse ki iyimser bir günümdeyim.Bal damlıyor klavyemden..

Perşembe, Ekim 12, 2006

Fransa nın fransızı..

Fransa nın soykırımı kabul etmeyenlerin soyunun kırılmasını kabul etmediği bu günü yazmadan edemedim.Öyle ya demokratikleşme ve insan hakları adına bir ülke adeta düşünceyi yasaklıyor...Ve bunu sırf birilerini memnun edip,bizi cani ilan etmek için yapıyor..
Tabi bunun çözümü "Türk ün türk den başka dostu yoktur"deyişini hatırlayıp,mazinin tozlu raflarına kaldırmaktan geçecek bu kararı biliyoruz ama yine de boşuna elimizi yorup,kalemimizi suya sabuna dokunduralım dedik..
Umarım Fransa nın fransızı kalmaz hiç birimiz..

Kelime oyunu

AHMET
Tutku
Uzuv
Vücud
Dünya
Aşk(AHMET)
Kadın
Naz
Ziyan
Nefes
Sağlık
Kader
Rüya
Anlam(AHMET)

Salı, Ekim 10, 2006

gidişin ardından..

Gidenin ardından kadın..Kadının elinde bir kutu renkli şeker..Doktor amcaların şekerleri bunlar,şifalı olanlardan..Onlar dindiricek acısını ..Karşısında ayna,aynada giden sevgili.Gözleri buzdan sevgili..Yüreği yerinde olmayan,yüreği kadında ..Kadının aklında ölüm,giymiş adamın en sevdiği beyaz elbiseyi..Gelinler gibi olmuş hiç gelin olamayacak kadın..Yanında bir kadeh şarap,aşk kızılı,kan kırmızı..Gözleri donuk artık sevgili baksada göremez hiç bir şey ardında.Yalnızca bir derin siyah boşluk ve içte kalan bir çığlık.."GİTME"..
Artık şekerleme zamanıdır onun için..Ama önce doktor amcanın şekerleri.Kızların kaderi annelerine benzermiş derler ya,annesinin yadigarı bu şekerler..Aşk şarabıyla gelen mutlu son..Nasılda yakışır birbirine..
Uzanır sonra bir zamanlar sevgiliyle uzandıkları kanepeye..Okşar sanki onun elleriymiş gibi saçlarını..
Beyazlar içinde bir ölü kadın bekler giden sevgiliyi...
Beyazlar içinde bir kadın kaçar tüm acılarından...
Çalan zilin tiz sesi..Gelen misafir bilmez mi ev sahibinin gittiğini..
Kapının ardında acılı bir yürek..
Giden adamın dönen yüreği çalar zili..
İçinde sessiz bir çığlık.."DÖNDÜM,BIRAKAMAM SENİ"..
Kanepede beyazlar içinde bir kadın.."GEÇ KALDIN,BEN BOŞALTTIM ARTIK,BEDENİMİ,YÜREĞİNİ."

giderken..

Arkasına bakmamaya yeminlidir adam.Bir enkaz bıraktığını bilir ama çevirmez kafasına bir daha.Bilir ki eğer dönerse kalbi yenik düşer kalana.Biler ki bu gidişi içinde bi yerlerde istemiyordur oysa.Öfkelidir..Öfkesi kadının gözlerinde bitebilir ki o zaman kalır ardındakiyle...Ama o taştan prensdir.Erkeğe ne dönmek yakışır ne de yenilmek bir çift gözde sevgiliye.
Kapanan kapının ardında anlar kadın neyin çıktığını hayatından.Boşluğunun rüzgarında üşür,titrer dudakları.Akan her damla gözlerinden,ulaşır aslında adamın beynine ama bilir o artık bakmaz geriye.Yalnızlığına gömülür kadın.Kucaklar onu yeniden,döner ana rahmine.Ağlamak dindirir sızısını yaranın,ağlayamamaksa öldürür kadını..Bir kapının ardında iki yürek ağlar birbirine.Gitmek koşmak ister peşinden,tutup kolundan döndürmek geriye..Bir kez baksa gözlerime anlamaz mı,okuyamaz mı derinleri...
Artık gitmiştir ikiside birbirinden..
Yaşamlarından bir sevgili çıkmıştır.
Çıkan sevgilinin boşluğu bi süre titretir kalpleri..

Cuma, Ekim 06, 2006

Yazmam lazım..

ne yazsam diye düşündürten zamnalardan biri yine..Hani açsındır canın çeker de bi şeyi adı gelmez aklına,bu da öyle bi şey işte.Yazmak isteğine yenik düşüp,basıyorsun klavyenin tuşlarına.Ama herhangi bir öykün yok anlatmaya değecek.Yine de kendisi akıveriyor zaman gibi..
Ne anlatsam ki bugüne dair.Bende her şey olağan seyrinde nedense:))
Az önce iğrenç bi film izledim dvd de..Tipik bir japon korku filmi.Her yerden fırlayan uzun saçlı bi kız var ortada.Ve kim varsa öldürüyor kızımız.Nedir bu japonların kız,saç ve çocuk tutkusu.Bunla ilgili bi yazı okumuştum ilk Japon filmi "Halka" yı izleyince.Kadınlarla ilgili tuhaf bi inanıştan bahsediyordu..kadınlar ve büyüler..Çok da haksız sayılmazlar aslına bakılırsa..Nedense hak verdim onlara...
Eh işte yazacak bi şeyler bulduk yine gece gece..

Pazartesi, Ekim 02, 2006

Açım aç..

Ayyy...Şöyle bir göz attımda eski yazılarıma ne aşk böcüğü olmuşum ben öyle...İnsan azıcık da başka şeyler hakkında yazar demi?Ramazan gelip de aç kalınca aklım başıma yeni geldi.Aşk karın doyurmuyor diyenler ne de doğru kelam etmişler..Açım aç..Aşığım ama hala açım..
Sabahları simidimle krem peynirimi yemeden sıcacık ve inatla söylememe rağman katran karası gelmeye devam eden çayımı içmeden güne başlamak ne de zormuş.Hepsi bir yana o bölük pörçük uykular bir yana...
Tamam kabul bunlar işin zor yanları.Ama haksızlıkda etmemek lazım.Özene bezene kurulan sofralar,verilen davetler.Birlikte aynı sofrada olmanın tadı da başka.Yine de bundan nasibini almayan kazıkçı fırınlar,manavlarda var tabi..Hem de bi düzine.E onlar 40 ramazanda geçse iflah olmaz artık
Ha bir de ramazanda bari paylaşmayı hatırlayıp,sofralarımızda ve yüreklerimizde ihtiyacı olanlara da yer açabiliriz umarım..