Çarşamba, Haziran 30, 2010

GİZEM

Başkalarına da olur mu bilemiyorum?Ama benim başıma gelen ve pek fazla kimseyle paylaşamadığım bir şey bu.Belki de fazla duygusal,aslında bu duygusallıkda değil bence,(en iyisi biz buna hassasiyet diyelim)hassas olmamdan kaynaklanıyor.Zaman zaman hiç tanışmadığım hatta tanışmamın mümkün olmadığı kişilerin aslında gerçek dünyada karşıma çıksa son derece iyi anlaşabileceğim insanlar olabilecekleri fikrine kapılıyorum.Bu fikri bana verense,o kişiyle bir fotoğraf karesi,sözlediği yada yazdığı bir cümle,kendini ifade ediş biçimi gibi son derece basit ve bir insanı tanımakta yetersiz kalan şeyler olabiliyor.Sonrasındaysa içimi büyük bir merak alıyor..Merak ve tanıma arzusu.Tanışmak ve saatlerce konuşmak..Yaşama bakmak.Hayatı paylaşmak..Geçmişi ve geleceği konuşmak ..Belki ortak kırgınlıklar belki hüzünler belki de cıvıl cıvıl sevinçler bulmak..
Belki de yeryüzünde birbirinin ruh ikizi olabilecek(ki bunu karşı cins olarak yorumlamak da doğru olmaz) ancak birbirinden habersiz yüzlerce insan yaşıyor.Birbirini tanıma fırsatını yakalayamamış ve belki de hiç yakalayamayacak..Belli mi olur,eğer çok istersek hayat karşımıza gerçek insanlar ve gerçek dostluklar çıkarır..

Salı, Haziran 29, 2010

MANGAL GÜNÜ..

Bugün tüm okul mangal yaptık..Öğlene kadar aç kalmak,kokunun cazip gelmesi ancak iki parçayla tıkanmak,bir yakan bir donduran havada şifayı kapmak,temiz havadan mı yoksa açlıktan mı anlaşılmayan mayışmak ve leporta denen uyduruk içeçeğin yarattığı buruş buruş tat dışında her şey yolundaydı..
Birden kendimi mızmız çocuklar gibi hissettim.Ne nanemolla oldum ben böyle!!!
Tabi bu piknik olayı en çok çocuklara yaradı.Olan da peşlerinde koşan annelerine oldu tabi..
Bu arada tatile 1 gün kaldı ve Samsun a gitmeden önce birkaç gün kaçamak yapmayı gerçekten çok istiyorum.Aslında hiç bir amacın olmadan uzaklaşmak bile zevk veriyor bana.Yolculuktan zevk alıyorum.Yeni yerler,insanlar,tatlar..Farklı olanı görmek ve tanımak heyecanlandırıyor,yaşama anlam katıyor bence.Keşfetmek küçük yaşlarda sahip olduğumuz ancak zamanla vazgeçtiğimiz şeylerden..Umarım bu yönüm beni ömür boyu terk etmez..
Şu günlerde okuduğum kitapta yolculuk severlere göre.Buket Uzuner'in Yolda isimli kitabını okumaya başladım.Yedi hikayeden oluşuyor kitap.Yedi yol öyküsü ve yedi yerel yemek tarifiyle renklendirilmiş bir kitap.Zevkle okuyorum ve tavsiye ederim.

Çarşamba, Haziran 23, 2010

arap kızı camdan bakıyor..


Sanki Temmuz da değil de Ekim ayındayız.Dışarda durmadan yağan yağmur beraberinde sonbaharıda geri getirdi.Yaz yağmuru gelir geçer ama havayı pek etkilemez aslında.Oysa dışarda oldukça serin bir hava var.Tam yazlıklara yeni alışmışken,sabah dolabımın başında kalıverdim..Onu giyiyorum olmuyor,bunu seçiyorum içime sinmiyor..Hadi rastgele dedim giydim bişeyler çıktım.İyi ki onlarla yağmura yakalanmadım..
Ancak işin en kötü tarafı,edindiğim bilgiye göre şehrimi birkaç gün daha yağmur ve beni de kararsız günler bekliyor..

Pazartesi, Haziran 21, 2010

Hafta sonu kaçamağı..

Hafta sonu Antalya gezimizden güzel anılarla döndük..Arkadaşlarımız Alime(kendisi aynı zamanda Mutfakta Sanat blogunun yazarıdır)ve eşi İsmail bizleri harika ağırladı.Sıcaklıkları Antalya'nın sıcağını bile bastırdı:))
Cumartesi hep birikte Dedeman Aquapark a gittik.İnanılmaz eğlendim.Yüzme konusunda çok zayıf olduğumdan başta cesaret edememiştim kaydıraklara.Ama bir kere denedikten sonra korkum yerini keyfe bıraktı.Özellikle Black Hole isimli kaydırak harikaydı.Tabi deneyemediğimiz bir sürü şey de içimde kaldı..
İki günlük kısacık süre içinde arkadaşlarımızla geçirdiğimiz keyifli saatler haftaya bomba gibi başlamamı sağladı..Ayağımın tozuyla da seminer dönemini başlatmış olduk.Bugün sene sonu toplantımız vardı.Gelişen bazı konuşmalar neticisinde ben de kırgınlıklarımı dile getirdim.Karşı taraf haksızlığın verdiği eziklikle mi yoksa kaale almamasından mı bilinmez hiç sesini çıkarmadan dinledi döylediklerimi..İnsanoğlu işte,özür dilemek ne zor bizim için..
Bir de yeni bir karar verdim.Daha önce bir düğün fotoğrafımız izinsiz blogumdan alınıp farklı bir yerde kullanıldığı için bloguma hiç fotoğraf eklemiyordum.Artık fotoğraflarla zenginleştirmek istiyorum.Ancak bu konuda teknik desteğe ihtiyacım var:))Fotoğrafların üzerinde yapılan oynamaları (yazıeklemek gibi) nasıl yapıyoruz acaba???Lütfen bilenler bana ulaşabilirse sevinirim.

Salı, Haziran 15, 2010

güzel günler..

Haftaya güzel bir başlangıç yaptım..Cumartesi bir arkadaşımla buluştum.Biraz alışveriş yaptık.Harika bir pantolon aldım.Döklümlü bol kesim tam istediğim gibi.Ve elimde bulunan üstlerle kombin yapması çok kolay..Pazar günü ise saçlarımı boyattım.Yıllardır bakır ve kahve arası tonlarda kullanıyordum.Bu sefer bakıra iptal edip oldukça koyu bir kahveye döndüm.Ve gerçekten çok güzel oldu.Koyu renk saç kullanmak kesinlekle daha avantajlı.Hem daha genç ve canlı gösteriyor hem de az makyajla yüzünüze renk katabiliyorsunuz.
Haftanın güzellikleri hafta sonundan belliydi.Pazartesi bir telefon aldım ve çok sevdiğim arkadaşımın perşembe günü Afyon a geleceğini öğrendim..Cuma günü de biz yine çok sevdiğimiz arkadaşlarımızı ziyarete Antalya ya gidiyoruz.Dedim ya bu hafta güzelliklerle dolu..Bakalım gelecek saatler ne gibi süprizlere gebe...

Salı, Haziran 08, 2010

gıcık bi yazı..

Bugün biraz dedikdu yapmak istiyorum.İnsanların arkalarından konuşmak her ne kadar yüzlerine söylenebilecek şeyler bile olsa doğru gelmiyor bana..
Ama karşına öyle insanlar çıkıyor ki artık bu kadarı şaka gibi geliyor..Birlikte çalıştığım sevimsiz şahsiyet de işte bu dünyaya fuzuli gıcıklık için gelmiş bi şahıs.İnsanlara tepeden bakmaya kendinde hak gören,sadece giydiği aldığı yani maddi kazanımları ölçüsünde kendini değerli hisseden bir insancık.Aslında hakkında düşündüklerimi okuyunca hiç de üzerinde düşünmeye yada kafa yormaya değmeyecek bir insan olduğunu çok daha iyi anlıyorum.Ama kapıda karşılaşırken bile burnunu havaya dikip yanından geçen biri insanın sinirlerini zorluyor doğrusu...
Her neyse ruhumuzu terbiye etmek ne kadar zor..Keşke karşımızda olumsuzlukları sadece bu hayatın basit bir parçası olarak görüp kendi içimize dönebilsek..Dün Mesnevi nin ilk sözü ile ilgili bir belgesel izledim.Öylesine duygulandım ve öyle irdeledim ki kendimi..Ney misali içimizi boşaltıp sadece Allah sevgisi ile doldurmak ve gelen her şeyi ondan olduğu için kabul etmek..Bunu yapabilecek güce ne zaman sahip olabilirim ki..??

Perşembe, Haziran 03, 2010

huzur

Bu günler hayatıma güzelikler getiriyor.Önce sevgili Noni nin süpriz hediyesini kazandım.İnanılmaz güzel bir yüzük ve buzdolabıma astığım kedicikli magnet..Hediyelerini gönderirken gösterdiği özen zarif kişiliğini de yansıtıyordu nonimin..İlk defa alyansım dışındaki bir yüzüğü böylesine keyifle takıyorum..
Ardından dün gece Antalya da oturan arkadaşlarımız bizleri okulların kapandığı hafta sonuna "misafirliğe" davet ettiler..Uzun zamandır görmediğim ve çok sevdiğim arkadaşımı görecek olmak beni çok sevindirdi.Üstelik mızmız aşkım hiç itiraz etmeden kabul etti teklifi..Herhangi bir aksilik çıkmazsa Allah ın izniyle Altalya yolcusuyuz..
Tabi bu arada üzüldüğümn şeylerde oldu.Okulda en iyi arkadaşımın eşinin tatili İzmir Alaçatıya çıktı ve taşındılar.Okulumda ruh olarak en yakın hissetttiğim insandan ayrılmak üzdü beni doğrusu.Ama bu durum okulumu iş yeri olarak benimseyip iş arkadaşlarımın kişiliklerinin eksik yönlerini görmemeyi ve sadece işlerime yoğunlaşmamı sağladı..Malesef yaş ilerledikçe insanlardan beklentileriniz düşüyor.Özellikle öğretmenlik gibi kutsal bir meslekte böyle insanların olması çok acı..
Neyse her şeye rağmen hayat yaşanmaya değer güzellkler vadediyor..