Perşembe, Mart 29, 2007

Samsun ve Samsun u özlemek..




Üniversite verdiğinin çoşkuyla kanımız sığmazken damarlarımıza,hiç bir şeyle yetinemeyen ukala gençler olarak yapacak şey bulamaz,yaptıklarımız asla yetmez,kimsenin bizden iyi olamayacağı,bizden iyi düşünemeyeceği fikirleri ile dolu olmaktan olacak kıymetini bilememişim memleketimin..
Kampüsten merkeze saatler süren yürüyüşler,Çiflikte turlayıp,Beyaz Evde döner yemek,Medya da çay içmek,sonrada o zamanlar yeni açılan Cibran a takılmak..Canın sıkılıp bunalınca sahilde dolaşmak,iskelede sabahlamak..Geceleri Rama Bar,Blue Bar,Bohem ve ub gündüz de olabilir gidip ilk rakıyı,ilk votka vişneyi içmek..
Eftalya ya gitmek,saçta kavurma yemek sahibine yeşillenmek:))Dersten çıkıp koştur koştur Tömer e gitmek..Akşamları Kurtlar Vadisi izlemek için Site Caminin altında Can Çay Bahçesi ve adını bilmediğim kahvelere dolan,Çakır çıkınca alkışlayan ahaliyle dalga geçmek..Havalar ısınınca eve gitmeden önce her yarım saat sahile inip(artık fuar alanı da yani eski rus pazarının arka tarafı temiz olduğu için)çekirdek çitletmek..Samsunun pidesinin ve Lahmacunun tadını hiç bir yerde bulamamak..Felekten bir gün için Körfeze gidip kavunda dondurma yemek.Ramazan da meydana,bahar da şenliklerde kampüse kurulan lunaparkta Rangera binip miden ters dönene kadar inmemek..Tıpa kadar yürüyüp ordan otostop çakmak,inene kadar yüreğin ağzında beklemek.Evlerde toplanıp şarap geceleri,makarna ziyefetleri yapmak.Gazi Sahnesinin önündeki küçük sokağı hep sevmek adana dürüm yemek.Canın mı sıkıldı,dolaşmak Mecidiye den 56 lara vitrin gezmekMalum biz Samsun kızları severiz bakımı:))Ha unutmadan Konak sineması kadar hiç bir sinemayı sevememek..Ve o günleri hep özlemek..
Bunlar üniversite yılları..Lise ise ayrı bir güzelik..Şimdi düşündüğünde o an yetmeyen şeyleri yapmış olmanın memnuniyeti ve vaybe ne çok şey yaparda yorulmaz ve hiç de utammazmışız diyebilemek..Ömrünün 22 yılında keşke yapsaydım dediğin şeyin kalmaması içinde ne büyük mutululukmuş meğer..
Şİmdi tatiller ve bayramlarda gittiğimde Samsun a hep daha da canlandığını görüyorum şehrin..Atakum çok daha renkli şu sıralar..Yeni açılan pek çok kafe var bar iyi gelmiş oraya..Ama hep içerlerim balıkçı barınlaklarının kaldırışıına fuardan..Ben biraz tutucuyum eski dokuyu koruma konusunda..
Şimdi Afyon dayım..havalar ısındı ya kanım başladı kıpırdamaya..Samsun u özlemek böyle bi şey demekki..

Cumartesi, Mart 24, 2007

eski günler

bir telefonla iki zıt duyguyu bir anda yaşadım dün akşam..eski bir dost sesi duymak inanılmaz sevindirirken insanı,aynı sesten duyduğu bir haber de üzüntüye boğabiliyor beraberinde.Bir zamanlar çok iyi anlaşdığım bir arkadaşımın kız kardeşini kaybettiğini öğrendim.
Üstelik en talihsiz olanı bu ölümün gazetelerde çıkmış olması ve haberi ilk okuduğumda ismin çağrışım yapmasına rağmen bu ihtimali hiç düşünmümüm.ve biraz da eleştiryle yaklaşıp neden insan göz göre göre bu denli hız yapar ki diyerek kınamamdı..
şimdiyse o olayın sevdiğim bir insanın canını en derinden yaktığını bilmek nasılda garip..
dünyanın küçük olduğunu bir kez daha anladımm..
ve garip tesadüflere tekrar inandım..bu akşam evime gelen küçük bir misafir beni arayan "dost sesin" fotoğrafını albümünden düşürmüş ve ben ona bu da benim ablam dediğimde aynı ortamda bulunanlara da açıklamıştım kim olduğunu..ve o gece çalan telefonda uzun zamandır konuşmadığım o fotoğrafdaki kişiye aitti..
işaretleri fark etmek önemlidir bence..
insan dostalrını hep yanında istiyorsa hiç ihmal etmemeli..
bu da benim özeleştirim..

Cuma, Mart 23, 2007

şaşkınım..

Uzun uğraşlar sonucu başardım..Bi türlü açamadığım sayfama şimdi korkuyla yazıyorum bunları..Ne yaptığımı yada neye bulaştığımı henüz anlamış değilim..
Nedir değişen..Benden neden bir sürü şifre istenildi,neler oluyor bana..
Şu sıralar fazla Dan Brown kitabı okuyorum yoksa bundan mı şifreli görmeye başladım dünyayı..
KAFAM KARIŞIK..HEM DE ÇOK..
Malum evlilik hazırlıkları içindeyim ve 1 aydan az bir süre sonra ben evli bir bayan olacağım..Oysa süre kısaldıkça ben ne istediğimi bilmediğim hissine kapılıyorum..Hiç olmadığım kadar huzursuzum..Evlilikten çok korkuyorum..Oysa sevdiği insanla evlenmek her "genç kızın" rüyasıdır..:))
Neden böyleyim ben..Neden karıştı her şey..
Çok mu şey yüklüyorum yoksa evliliğe..Bundan mı yersiz tüm korkularım..
Biri beni aydınlatsın lütfennnn..

Pazartesi, Mart 19, 2007

Öğrenebilmek..

Küresel ısınma,Byük Patlamanın yeniden yaratılması,karşıt madde derken parçaçık fiziğne karşı bi hayli ilgi oluşmuştu bende..Bunun öncesinde ki yaklaşık bir hafta öncesinde Kuantum Fiziği ilgimi çeken başlıca konular arasındaydı.Ancak işin en tuhaf tarafı pek çok sözel öğrencisi gibi bende Fizik derslerinden pek haz etmezdim.Bunun da ötesinde asla kafam basmaz benim diyecek kadar şartlanmış olup bu kounlar hakkında bir gün seve seve kitaplar alıp okuyacağımı,araştıracağımı düşünemezdim.Tabi burada en büyük payı,kendiminde içinde bulunduğu eğitim sisteminde buluyorum.Okul sıralarında bizlere Fizik derslerinde formüller ezberletip,işin heyecanından uzaklaşınca ortaya benim gibi nesiller çıkması çok kolay.Tabi bu arada insan olduğuma bir kez şükrettim.Var olan öğrenme kapasitemizi zorlayamıyor olsaydık ve kapatsaydık alıcılarımızı dış dünyaya,yaşamm sadece iç güdülerimizden ibaret olsaydı,öğrenme diye bir kavram olmazdı herhalde yaşamımızda..
Karşıtmadde demişken bu konuyu bu denli popüler hale getiren kişiyi de es geçmemek lazım.Nacizane o da baya bi yer etti çünkü bu hafta belleğimde.Hepimizin ya kitabını okuduğu yada filmini izleyip Da Vinci hakkında teoriler geliştirmemize neden olan isim."Dan Brown"..
Bende kendisinin Melekler Ve Şeytanlar kitabıyla ilgili kafa yorarken,dün ki gazetelerden brinde gördüğüm bir haber sarsılmama neden oldu doğrusu.İngiliz bi ressam aynı yazarın Da Vinci nin Şİfresi adli kitabini okuduktan sonra İngilteredeki atölyesini kapatıp İtalya ya yerleşiyor ve kendini bu şifreyi çözmeyi adıyor.Bi süre sonra paranoid şizofreni teşhisi konulup intihar ediyor..İntihar notunda ise,"beni canlı yakalayamayacaklar" yazıyormuş.
Beni düşündüren konu benim sonumun ne olacağı değiidi tabi ki..Pek çoğumuzun monoton hayatlarımızda bi farklılık,bi adanmışlık,bi canlılık isteğiyle farklı kulüplere,internet sitelerine üye olup,değişik hobiler geliştiriyor yada bu durumu daha da uçlarda yaşayıp kimi sapkın tarikatlara üye omuyor muyuz?BUnlar gazatelerde,haberlerde yada yaşamımızda tanık olduğumuz şeyler..Aalında özündeki sebep hepimizin büyüdükçe,amaçlarımızdan,hayyallerimizden,hedeflerimizden uzaklaşıyor olmamız olmasın..En basiti kendim gece yattığımda saatlerce hayal kurarken son zamanlarda bunu hiç yapmadığımı farkettim.Ve artık hayal kurmak için kendimi zorlar oldum:)Böyle kolay şartlara dayalı bir hayat sürmek zoruma gitti yani..
Uzun lafın kısası benhayatımdaki eksikliği buldum..Hayallerim..Ve onlardan öyle kolay klay vazgeçmeyi düşünmüyorum..

Cumartesi, Mart 03, 2007

kritik dönemler

Hayatımın ilk ameliyatını geçirmiş bulumaktayım..İlk anestezi,ilk ameliyathane ve ilk kez böyle bir durumda tek kalıp birilerinin şefkatine ihtiyaç duydum..Kardeşim,kardeşimin iki arkadaşı ve nişanlım yanımdaydı..Neyseki bir saat sonra her şey bitmişti..
Sonrasında eve döndük ve tabi benim bir süre dinlenmem gerekiyordu.Kardeşim yemek,bulaşık buna benzer ev işleriyle kısa süreli bir haşır neşirlik yaşadı.Bende bu süreiçinde dinlenmiş ve onun kıymetini bir kez daha anlamış oldum..Daha doğrusu ailemin değerini..
Ama dünden donra nedense çoçuk sahibi olma konusundaki isteğimi bir parça yitirdim.Çalışan bir anne olarak hem çoçukla hem evle hem de eşimle ilgilenmek zorunda kalacak olmam ve eşimin bana ne derece yardımcı olabileceğini düşünmek biraz ürküttü beni.!!!O da kendi işleriyle fazlasıyla meşgul şu sıralarda..Ancak bu meşguliyet benim hayatımda birinin yardımına ilk kez bu denli ihtiyaç duyduğum bir dönemde beni bu denli rahatsız edeceğini bielmezdim tabi ki..Biz milletçe böyle bir huya sahibiz nedense her şeye hızlı bir dalış yapıp hayatın merkezi kounmuna taşıyoruz..Tabi bı kırgınlığımı onunla kounşmadım..KOnuşsamda değişen ne olabilir ki zaten..Kimsenin kimseyi değiştirmeye gücünün yetmediğini öğrendim..Ve kimsenin sana senin kadar değer vermediğini de.Ama bu onun her şeyiyle yanlış olduğu anlamına gelmiyor tabi ki de.Onun da pek çok iyi yönü olduğunu biliyor ve bunlara sığınmaya çalışıyorum artık..